15 Eylül 2005

istanbulun trafik sorunu


Üniversite'ye başladığım ilk sene bütün bir sene boyunca her sabah Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçerek okula gitmiştim. Her gün yaklaşık 2-3 saatim otobüslerde geçerdi. Daha sonra arkadaşlarla okulun yakınında bir eve taşınınca zamanım o kadar bollaşmıştı ki, sanki yeniden doğmuştum. :) Geçen ay aynı işi ama bu sefer ters yönde her gün yaptım. Daha hafif bir işkence olmasına rağmen o bile zorlamıştı.
Neyse bu eziyet benim için geçici oldu ama bunu her gün yaşayan milyonlarca insan var İstanbul'da. Buna rağmen bu insanların durumlarından çok da şikayetçi olmadıkları dikkatimi çekmişti. Herhalde yanlarından geçen özel arabalara bakıp, "Vay be adam da ne rahat gidiyor, ee hakkı canım, çalışmış kazanmış" diyorlardır diye düşünüyordum. Her şeyin satılık olduğu bir ülkede rahat yaşam hakkı niye satılık olmasındı ki?
İstanbul Valisi de böyle düşünüyor olmalı ki Radikal'de bugün çıkan bir haberden öğrendiğimize göre, "en az iki kişi taşıyan özel araçlara, özel şerit kullanma hakkı tanımayı" önermiş ama nedense en az 50 kişi taşıyan İETT otobüslerini unutmuş. Yazıda toplu taşımanın önemini sonunda anlamışlar gibi görünmelerine kanmamak lazım, bu noktadan sonra İstanbul'un trafik sorunuyla ilgili söyleyebilecek neleri kaldı ki başka?

Hiç yorum yok: