7 Aralık 2008

A Ubiquity Command for The Free Dictionary

If you haven't heard of Ubiquity, you must check this post which introduces the most interesting and promising extension for Firefox lately.

The simple idea is that we must assess the netizens with the right tools to be able to use and mash the diverse information up that is at the tips of their fingers. This extension is being developed for building a more immersive and accessible web.

It can enable us to make use of the static information on some web sites by transforming the raw data into a more informative form. For example, you can use "map" command to quickly get a glimpse of an address and its surroundings with images coming from Google Maps.

See for yourself.


Ubiquity for Firefox from Aza Raskin on Vimeo.

Having experienced the extension by myself, I was tempted to contribute by writing a command for quickly looking up a word in The Free Dictionary or TFD which I frequently use with the help of another extension called "Dictionary Tooltip". But you have to have the word on the page to use that extension, so it might come handy to look up a nonexistent but related word while reading an article.

You can subscribe to the command through this link if you have the extension installed. And if you haven't already installed the extension, please follow this link. You may too use addons.mozilla.org for that, but it requires a user sign-up.

18 Kasım 2008

iltifatlar - 2

gözlerin aktı durdu önümde. tutamadım.

belki de tutmadım. aşkı aşk yapan o sebepsizliği dinlemek istedim sinsice.

zaten geçti ilk andaki o hışmın, yüzün yavaş yavaş kendine geldi, beşiktaşta inerken yanaklarına bahar gelmişti bile.

neyi sevdiğini anladın mı ne?

10 Kasım 2008

Telekomünikasyon Kurumu'ndan Yasaklanan Sitelerin Listesini Yayınlamamak için Üç Neden

6 Kasım akşamı Bilgi Üniversitesinde verilen bir yüksek lisans dersine Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığından Osman Nihat Şen'in katılacağı haberini alınca, son yasaklamaların da verdiği heyecanla yasaklamaların bazısında bizzat etkisi olan, çoğunun da önüne imza için geldiği şu adamı bir görelim dedik.

Yüksek lisans tezinin bir bölümünü sunan Şen'in sunumun genelinde anlattığı şeyler ve verdiği örnekler, bu kapatmaları kendilerinin de hiç yapmak istemediği ancak emir kulu olduğu için yapmak zorunda kaldığını ispatlamaya yönelikti.

Avrupa'da site yasaklamaların yasaya dayanmadan yapıldığını, en azından Türkiye'de bir yasaya bağlanarak yapıldığını söyleyen Şen, sonradan öğrendiğime göre Avrupa'da mevcut olan özgür ISP'lerin Türkiye'de olmadığını-olamayacağını itiraf edebilir miydi bilemiyorum.

Ancak o noktaya gelene kadar daha çok yol almamız gerektiği açık. Örneğin, Türkiye'de yayını durdurulmuş sitelerin bir listesi bile yok. İmece usulü oluşturulmaya çalışılan bazı listeler var ama yeterli ve hatasız değiller: Yasaklı Siteler ve Engelli Web

Bu, kapatma yetkisini elinde tutanların, istediği düşünce odağını susturma ve bundan da kimsenin haberi olmaması olasılığını gündeme getiriyor. Bu durumun nedenini Osman Nihat Şen'e sorduğumuzda üç neden saydı:
  • sitelerin mağdur görünerek adını duyuramayacak olduğu kitlelere bile duyurabileceği
  • hak ihlali (örn. gizli belgeleriniz bir sitede yayınlandı, adresi duyurulursa, birileri bir şekilde ulaşıp o belgeleri elde edebilirmiş)
  • soruşturma sürecindeki davaların selameti.
Özellikle birinci ve üçüncü başlıklar, -kanımca- hukuğun pratikte sansür aracı olarak kullanılmasıdır.

Sitelerin tebdir bahanesiyle, hiçbir haber verilmeksizin -doğal olarak savunma hakkı tanımadan, orantısız bir ceza olarak tamamen kapatılabildiği bir ortamda, üstüne üstlük mahkemelerin de yıllarca sürmesine alıştığımız Türkiye'de herhangi bir sitenin "hukuksal süreç işletiliyor" bahanesiyle kullanılamaz hale getirilmesi işten bile değil.

Bu noktada sanırım internet yasaklamalarına karşı oluşmaya başlamış veya eskiden beri var olagelmiş kurumların toparlanıp, bir güç odağı yaratmaları gerekiyor.

Bazı eylemler düzenlemiş ve daha etkililerini yapmaya aday bir oluşum var bir süredir: Sansüre Sansür

Başladıklarından beri haberim olmakla birlikte, son blogger.com kapatmasına kadar aktif olarak takip etmiyordum. Şimdiye kadar izlediğim kadarıyla, -diğer bazı oluşumları da bilmekle birlikte-, yukarıda bahsettiğim türden bir güçbirliğini oluşturabileceğimiz bir yapı gibi görünüyor. Bu yüzden herkesi bu oluşumun çevresinde toplanmaya ve katkı koymaya davet etmek benim için zorunlu oldu.

Tabii böyle bir oluşum için yapılacak ve düşünülecek çok şey var, belki önümüzdeki inet-tr konferansı bir başlangıç olabilir.

Bu arada son olarak bir tüyo da verdi Osman Nihat Şen, zurna.com için şikayet gelmiş, kararın yeniden değerlendirmesini rica ederek geri göndermişler ama mahkeme diretirse bu hafta içinde zurna.com kapatılabilirmiş.

EK: Biraz önce Erhan Ekici ilgili yasayı değerlendiren bir yazı yazmış, link vermeden edemedim.

22 Ekim 2008

Quick Response - QR Codes

Sanırım iPhone'la birlikte eskiden duyduğumuz hayal ettiğimiz ama gerçekleşmeyen birçok şey hayatımıza girecek. QR kodları bunlardan birisi.

Uzun yazacak vaktim yok, özet olarak markette gördüğünüz bir ürünün daha ayrıntılı bilgisine ulaşmak için kullanabileceğiniz fiziksel dünyayı internete bağlayan bir link bu QR codes.

Örneğin alttaki kodu iPhone'unuzdan NeoReader programı aracılığıyla okuduğunuzda Safari bu blog'un ana sayfasını açmaya başlayacak. Bu kodu yaratmak için http://qrcode.kaywa.com/ adresindeki web uygulamasını kullanabilirsiniz.


Bunu kullanan ilginç projeler üretilebilir, öyle değil mi?

9 Ekim 2008

iltifatlar - 1

bir şeyi anlamaya çalışırken takındığın o soran meraklı tavrın gözlerimi alan aşkın bir tutkuya dönüştü benim için.

belki de bu temkinli halin kaşlarını çatarsan dünyanın artık o eski dünya olmayacağını, kuşların eskisi gibi ötmek istemeyeceklerini, insanların keyifle arkalarına yaslandıklarında sırf sen mutsuzsun diye eskisi kadar mutlu olamayacaklarını bildiğindendir, ne dersin?

18 Eylül 2008

Sipser Boğaziçi Bilgisayardaydı

Evet, biraz geç bir post oldu, biliyorum. Fotoyu görünce "Hiç koymasaydın da olurdu" diyebilirsiniz de.



Peki Sipser'ın Adleman adlı bir arkadaşıyla 1985 yılında 2000 yılına kadar P=NP probleminin çözüleceğine dair 1 ons altın değerinde bir iddiaya girdiğini çıtlattığını söylesem affeder misiniz beni?

Bu geyik bilginin dışında sunum P=NP hakkında hiçbir fikri olmayanlara yönelikti, bu yüzden beni çok sarmadı açıkçası. Sunumdan önce her kesimden izleyici olduğu için böyle bir sunum yapacağını söyledi.

Taa Amerikalardan kalk gel, bu yavanlıktaki bir sunumu reva gör bize, ah be canım Sipser, ne yaptın sen? diyesim geldi, demedim.

Bu arada Adleman tanınmış birisiyse çok fena rezil oldum, o da ayrı.

DÜZELTME: Bu postun ilk halinde Adleman'ın adı yanlış yazılmıştı, kahrolsun yanlış tutulan notlar... Bu yüzden aramalarım da sonuç vermemişti. Suzan'a teşekkürler.

24 Ağustos 2008

Dijital Yerliler: Fareyi arayanlar



Biraz önce Edge'de Clay Shirky'nin bu seneki Web 2.0 konferasında yaptığı bir konuşmayı dinledim. Konuşmanın dökümü.

Dünya nüfusunun giderek artan miktarda boş zamana sahip olmaya başladığını tespit ettikten sonra bunun çok küçük bir kısmının bile web gibi ortaklaşa üretim ve paylaşıma açık mecralarda değerlendirilmesinin ne büyük etkilere yol açabileceğini anlatıyor.

Çocukların nasıl birer "digital native" veya "netizen" olarak yetiştiğini anlatmak için verdiği örnek: ilgiyle izlediği bir filmin ortasında zıplayıp televizyonun faresini arayan bir çocuk.


28 Temmuz 2008

evrimianlamak.org yayında!

Geçen pazartesi uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir siteyi yayına geçirdik.


evrimianlamak.org, Berkeley Üniversitesinin "Understanding Evolution" adlı sitesinin Türkçe çevirisi.

Umarım evrim konusunda Türkiye'de maruz kaldığımız dezenformasyonu biraz olsun dindirebiliriz.

Ben çeviride yer almadım; web sitesini hazırlama ve teknik işlerin koordinasyonunu sağladım. Ayrıca geçen pazartesi başladığımız tanıtım sürecinde de görev aldım.

Proje boyunca proje yönetim kurulu olarak oldukça yeni teknolojiler kullanarak haberleştik ve dosya paylaştık. Proje sürecini anlatan bir postta bunlar hakkında daha ayrıntılı şeyler bulacaksınız.

Siteye birkaç başlangıç noktası:

13 Temmuz 2008

İlhan Koman'ın Portal'ı Boğaziçi'nde (bölüm 2)

14 Temmuz Pazartesi saat 10:00'da açılışı yapılacak heykelin çalışmaları sürüyor.

İlhan Koman ve Boğaziçi birlikteliğinin nasıl gerçekleştiğini merak ediyorsanız önceki yazıma göz atın.

Çalışmalarında kullandığı aletleri tamir ediliyormuş, ne yazık ki pek bilgi yok.






10 Temmuz 2008

İlhan Koman Boğaziçinde

Birkaç gündür Kuzey Kampüs'teki çimleri kazıyorlardı. Kazıyla birlikte zemine metal çubuklar serip, direk zeminine benzeyen parçalar da yerleştirmişlerdi.

Ne olup ne bittiği konusunda tahminlerimiz vardı tabii, ben okulda ikinci bir Dunkin Donuts vakası yaşanacağını düşündüm önce. Bir ara kule de yapabilirler diye dalga geçmeye başlamıştım. Belki de eskiden aynı meydanda bulunan gazete bayii yeniden canlanıyordu.

Bunların hiçbirisi değilmiş.

İlhan Koman'ın Stockholm'deki merkez tren istasyonuna yerleştirmek üzere yaptığı Portal (Ana Kapı) adlı eseri, istasyonun tadilata alınması üzerine İlhan Koman Kültür ve Sanat Vakfına hibe edilmiş. Vakıf da bu eseri Boğaziçi Üniversitesi Vakfına hibe etmeye karar vermiş.

Aşağıda 10 ve 11 Temmuzdaki durumu görebilirsiniz.

10 Temmuz

11 Temmuz

14 Temmuz Pazartesi saat 10:00'da açılışı yapılacak olan heykelin yeni yerindeki fotoğraflarını da çekmeyi düşünüyorum.

Sanırım Pi serisindeki eserleri de Boğaziçi'ne yakın zamanda yerleştirilecek.

Eserlerinde basit geometrik şekillerin heykelsi şekillere nasıl dönüştüğünü araştıran İlhan Koman'ı başka eserleriyle de tanıyoruz. 1980'den beri Yapı Kredi Sigortanın Zincirlikuyu'daki binasının önünde durmuş olan Akdeniz adlı heykeli hatırlarsınız. Üç sene önce retrospektif sergisi kapsamında Galatasaray Meydanında da görmüştük.

"To Infinity" adlı bir eseri de santralİstanbul'daymış. Ben henüz görmedim, ancak gidiş çok kolay. Bilgi'nin AKM önünden düzenli servisleri var.


Divan Oteli önündeki bu heykel de Koman'a aitmiş.


7 Temmuz 2008

harikalar diyarı hala yok

Yukarıdaki fotoğraf Yeondoo Yong'un çocuk resimlerini temel alarak kurguladığı fotoğraflardan oluşan Wonderland adlı çalışmasından.

Hiçbir kural tanımadan hayatı olmasını arzuladıkları biçimiyle çizen çocukların hayal dünyasına büyüklerin dadanması denebilir mi acaba?

Fikrin ilginçliği bir yana, aşağıdaki iki fotoğraf ve onlara ilham olan çocuk resimlerini yan yana koyup aradaki farklara üzülmemek elde değil.

Belki de Jung harikalar diyarının hala bir ütopya olduğunu bir kez daha söylemek için kadraja almıştır gökdelenleri.




3 Temmuz 2008

boğaziçi üniversitesi kütüphanesi için arama eklentisi

bir kitap aklıma geldiğinde önce kütüphanenin sayfasına gidip, ancak arama sayfasına girdikten sonra arama yapabilmekten sıkılmıştım.

sonuç firefox için bir arama eklentisi.

bu eklenti ile nasıl google'da arama yapmak için firefox'un sağındaki kutucuğu kullanabiliyorsak, kütüphaneden herhangi bir şey aramak için de aynı şeyi yapabileceğiz.


yüklemek için

şu sayfadaki "BÜ Kütüphanesi Arama" linkine tıklarsanız firefox size bir yükleme ekranı gösterecek, malum seçenekleri işaretleyip yüklemeyi tamamlayın.

artık kitap aramak istediğinizde sağdaki google ikonuna tıklayınca açılan listeden "BÜ Kütüphanesi Arama"'yı seçerek hızlıca arama yapabilirsiniz.

29 Haziran 2008

Türkiye'de kim hangi tarayıcıyı kullanıyor?

Firefox 3'ün çıkışından sonra internet tarayıcı oranları ne kadar değişmiştir?

Bu soruya en azından kendi sitelerimden bir tanesindeki Google Analytics raporlarına bakarak cevap vermeye çalıştım. Rapor bir aylık bir süreyi kapsıyor.

Ehehe, tabi yetersiz bir cevap oldu ama idare edin artık...

Acaba daha kapsamlı ve çok yönlü araştırmalar var mıdır?

Ha bir de olur da uğrarsa birileri, onlara kendi açılarından durumun nasıl göründüğünü sormak isterim.

IE 7 1254.00 40.93%
IE 6 1239.00 40.44%
Firefox 2 433.00 14.13%
Firefox 3 89.00 2.90%
Opera 23.00 0.75%
Safari 16.00 0.52%
Mozilla 4.00 0.13%
IE 8 3.00 0.10%
IE 5.17 1.00 0.03%
IE 5.5 1.00 0.03%
Konqueror 1.00 0.03%
Toplam 3064.00

Firefox toplamda yüzde on beşlik bir orana ulaşıyor. IE 7 ise %40'a ulaşmış. Aslında Türkiye'deki lisanssız kullanım oranını düşününce ve IE7'nin "yüklenmesi binbir takla attıran yazılımlar" arasına girdiğini sandığımdan bu kullanım oranı benim için şaşırtıcı oldu.