10 Kasım 2008

Telekomünikasyon Kurumu'ndan Yasaklanan Sitelerin Listesini Yayınlamamak için Üç Neden

6 Kasım akşamı Bilgi Üniversitesinde verilen bir yüksek lisans dersine Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanlığından Osman Nihat Şen'in katılacağı haberini alınca, son yasaklamaların da verdiği heyecanla yasaklamaların bazısında bizzat etkisi olan, çoğunun da önüne imza için geldiği şu adamı bir görelim dedik.

Yüksek lisans tezinin bir bölümünü sunan Şen'in sunumun genelinde anlattığı şeyler ve verdiği örnekler, bu kapatmaları kendilerinin de hiç yapmak istemediği ancak emir kulu olduğu için yapmak zorunda kaldığını ispatlamaya yönelikti.

Avrupa'da site yasaklamaların yasaya dayanmadan yapıldığını, en azından Türkiye'de bir yasaya bağlanarak yapıldığını söyleyen Şen, sonradan öğrendiğime göre Avrupa'da mevcut olan özgür ISP'lerin Türkiye'de olmadığını-olamayacağını itiraf edebilir miydi bilemiyorum.

Ancak o noktaya gelene kadar daha çok yol almamız gerektiği açık. Örneğin, Türkiye'de yayını durdurulmuş sitelerin bir listesi bile yok. İmece usulü oluşturulmaya çalışılan bazı listeler var ama yeterli ve hatasız değiller: Yasaklı Siteler ve Engelli Web

Bu, kapatma yetkisini elinde tutanların, istediği düşünce odağını susturma ve bundan da kimsenin haberi olmaması olasılığını gündeme getiriyor. Bu durumun nedenini Osman Nihat Şen'e sorduğumuzda üç neden saydı:
  • sitelerin mağdur görünerek adını duyuramayacak olduğu kitlelere bile duyurabileceği
  • hak ihlali (örn. gizli belgeleriniz bir sitede yayınlandı, adresi duyurulursa, birileri bir şekilde ulaşıp o belgeleri elde edebilirmiş)
  • soruşturma sürecindeki davaların selameti.
Özellikle birinci ve üçüncü başlıklar, -kanımca- hukuğun pratikte sansür aracı olarak kullanılmasıdır.

Sitelerin tebdir bahanesiyle, hiçbir haber verilmeksizin -doğal olarak savunma hakkı tanımadan, orantısız bir ceza olarak tamamen kapatılabildiği bir ortamda, üstüne üstlük mahkemelerin de yıllarca sürmesine alıştığımız Türkiye'de herhangi bir sitenin "hukuksal süreç işletiliyor" bahanesiyle kullanılamaz hale getirilmesi işten bile değil.

Bu noktada sanırım internet yasaklamalarına karşı oluşmaya başlamış veya eskiden beri var olagelmiş kurumların toparlanıp, bir güç odağı yaratmaları gerekiyor.

Bazı eylemler düzenlemiş ve daha etkililerini yapmaya aday bir oluşum var bir süredir: Sansüre Sansür

Başladıklarından beri haberim olmakla birlikte, son blogger.com kapatmasına kadar aktif olarak takip etmiyordum. Şimdiye kadar izlediğim kadarıyla, -diğer bazı oluşumları da bilmekle birlikte-, yukarıda bahsettiğim türden bir güçbirliğini oluşturabileceğimiz bir yapı gibi görünüyor. Bu yüzden herkesi bu oluşumun çevresinde toplanmaya ve katkı koymaya davet etmek benim için zorunlu oldu.

Tabii böyle bir oluşum için yapılacak ve düşünülecek çok şey var, belki önümüzdeki inet-tr konferansı bir başlangıç olabilir.

Bu arada son olarak bir tüyo da verdi Osman Nihat Şen, zurna.com için şikayet gelmiş, kararın yeniden değerlendirmesini rica ederek geri göndermişler ama mahkeme diretirse bu hafta içinde zurna.com kapatılabilirmiş.

EK: Biraz önce Erhan Ekici ilgili yasayı değerlendiren bir yazı yazmış, link vermeden edemedim.

Hiç yorum yok: