10 Temmuz 2008

İlhan Koman Boğaziçinde

Birkaç gündür Kuzey Kampüs'teki çimleri kazıyorlardı. Kazıyla birlikte zemine metal çubuklar serip, direk zeminine benzeyen parçalar da yerleştirmişlerdi.

Ne olup ne bittiği konusunda tahminlerimiz vardı tabii, ben okulda ikinci bir Dunkin Donuts vakası yaşanacağını düşündüm önce. Bir ara kule de yapabilirler diye dalga geçmeye başlamıştım. Belki de eskiden aynı meydanda bulunan gazete bayii yeniden canlanıyordu.

Bunların hiçbirisi değilmiş.

İlhan Koman'ın Stockholm'deki merkez tren istasyonuna yerleştirmek üzere yaptığı Portal (Ana Kapı) adlı eseri, istasyonun tadilata alınması üzerine İlhan Koman Kültür ve Sanat Vakfına hibe edilmiş. Vakıf da bu eseri Boğaziçi Üniversitesi Vakfına hibe etmeye karar vermiş.

Aşağıda 10 ve 11 Temmuzdaki durumu görebilirsiniz.

10 Temmuz

11 Temmuz

14 Temmuz Pazartesi saat 10:00'da açılışı yapılacak olan heykelin yeni yerindeki fotoğraflarını da çekmeyi düşünüyorum.

Sanırım Pi serisindeki eserleri de Boğaziçi'ne yakın zamanda yerleştirilecek.

Eserlerinde basit geometrik şekillerin heykelsi şekillere nasıl dönüştüğünü araştıran İlhan Koman'ı başka eserleriyle de tanıyoruz. 1980'den beri Yapı Kredi Sigortanın Zincirlikuyu'daki binasının önünde durmuş olan Akdeniz adlı heykeli hatırlarsınız. Üç sene önce retrospektif sergisi kapsamında Galatasaray Meydanında da görmüştük.

"To Infinity" adlı bir eseri de santralİstanbul'daymış. Ben henüz görmedim, ancak gidiş çok kolay. Bilgi'nin AKM önünden düzenli servisleri var.


Divan Oteli önündeki bu heykel de Koman'a aitmiş.


7 Temmuz 2008

harikalar diyarı hala yok

Yukarıdaki fotoğraf Yeondoo Yong'un çocuk resimlerini temel alarak kurguladığı fotoğraflardan oluşan Wonderland adlı çalışmasından.

Hiçbir kural tanımadan hayatı olmasını arzuladıkları biçimiyle çizen çocukların hayal dünyasına büyüklerin dadanması denebilir mi acaba?

Fikrin ilginçliği bir yana, aşağıdaki iki fotoğraf ve onlara ilham olan çocuk resimlerini yan yana koyup aradaki farklara üzülmemek elde değil.

Belki de Jung harikalar diyarının hala bir ütopya olduğunu bir kez daha söylemek için kadraja almıştır gökdelenleri.




3 Temmuz 2008

boğaziçi üniversitesi kütüphanesi için arama eklentisi

bir kitap aklıma geldiğinde önce kütüphanenin sayfasına gidip, ancak arama sayfasına girdikten sonra arama yapabilmekten sıkılmıştım.

sonuç firefox için bir arama eklentisi.

bu eklenti ile nasıl google'da arama yapmak için firefox'un sağındaki kutucuğu kullanabiliyorsak, kütüphaneden herhangi bir şey aramak için de aynı şeyi yapabileceğiz.


yüklemek için

şu sayfadaki "BÜ Kütüphanesi Arama" linkine tıklarsanız firefox size bir yükleme ekranı gösterecek, malum seçenekleri işaretleyip yüklemeyi tamamlayın.

artık kitap aramak istediğinizde sağdaki google ikonuna tıklayınca açılan listeden "BÜ Kütüphanesi Arama"'yı seçerek hızlıca arama yapabilirsiniz.

29 Haziran 2008

Türkiye'de kim hangi tarayıcıyı kullanıyor?

Firefox 3'ün çıkışından sonra internet tarayıcı oranları ne kadar değişmiştir?

Bu soruya en azından kendi sitelerimden bir tanesindeki Google Analytics raporlarına bakarak cevap vermeye çalıştım. Rapor bir aylık bir süreyi kapsıyor.

Ehehe, tabi yetersiz bir cevap oldu ama idare edin artık...

Acaba daha kapsamlı ve çok yönlü araştırmalar var mıdır?

Ha bir de olur da uğrarsa birileri, onlara kendi açılarından durumun nasıl göründüğünü sormak isterim.

IE 7 1254.00 40.93%
IE 6 1239.00 40.44%
Firefox 2 433.00 14.13%
Firefox 3 89.00 2.90%
Opera 23.00 0.75%
Safari 16.00 0.52%
Mozilla 4.00 0.13%
IE 8 3.00 0.10%
IE 5.17 1.00 0.03%
IE 5.5 1.00 0.03%
Konqueror 1.00 0.03%
Toplam 3064.00

Firefox toplamda yüzde on beşlik bir orana ulaşıyor. IE 7 ise %40'a ulaşmış. Aslında Türkiye'deki lisanssız kullanım oranını düşününce ve IE7'nin "yüklenmesi binbir takla attıran yazılımlar" arasına girdiğini sandığımdan bu kullanım oranı benim için şaşırtıcı oldu.

13 Kasım 2007

freenet

Again I will talk about some site that I had visited long long ago; actually this time it is not a site. It would be better to call it an "internet within an internet" as its creator calls it.

After all of these years, I remember the times that I was so paranoid about leaving my trail on anything on the internet. To this quest, I was researching about anything related to anonymity, secure communications, computer security and such. This may seem weird for some of you but those were the days when people have worries about giving their personal information to web sites, such as their emails. Nowadays, everybody seems to have forgotten about privacy. I wonder at which point this transformation has matured, clearly I missed it as I was not watching internet carefully after those years.

As I said freenet is a P2P network which lies in the application layer of the internet. Its main argument is that without true anonymity freedom of speech cannot be exercised. This is mainly true. But there are some points that I don't understand in this view.

First of all, speech alone cannot organize people and cannot enforce governments to agree with people who have those concerns. You can say that with a medium that you can express yourself, you can build a virtual space that have its foot also in the real world. Yes, it is true. But when your organization grows any stronger it HAS to have some presence on the streets and this is where the real power struggle starts.

Coming to the technical details, I think it runs over TCP/IP. To join the network, you need to know three hosts already in the network. Ideally, these must be hosts that you actually know. But mostly this would not be the case, so you join a specific IRC channel and find three people randomly. Then your freenet node begins to communicate the freenet through your new peers, of course over time your peers will evolve. All communication is encrypted and routed anonymously to help protect your identity. Also the data that you temporarily store in your computer as a part of your cooperation is encrypted.

Actually, I feel like writing more about this issue. Maybe next week.